29 Kasım 2008 Cumartesi

DİVANİ) LÜGATİT- TÜRK'TE YER ALAN VE XI. YÜZYILDA TÜRKLER ARASINDA OYNANAN OYUNLAR

DİVANİ) LÜGATİT- TÜRK'TE YER ALAN VE XI. YÜZYILDA TÜRKLER ARASINDA
OYNANAN OYUNLAR
TURKISH PLAYS İN DİVANÜ LÜGATİT-TÜRK İN THE 11
m CENTURY
Metin TÜRKTAŞ
ÖZET
Kaş gar lı Mahmut'un II. Yüzyılda
yazmış olduğu Divanü Lügati't-Türk adlı eseri
kaynak alınarak o dönem Türklerinin oynamış
oldukları oyunlar ve eğlenceler ele alınmıştır.
Oyunlar, özünü, kurallarını ve geleneğini kolay
kolay değiştirmediğinden oynandığı dönemin
kültürel özelliklerini gelecek nesillere
aktarabilen en önemli araçlardan biridir. Bu
yönüyle oyunlar, geçmiş ve gelecek kültürler
arasında önemli bir köprü oluşturmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Divan, Oyun, Kültür
ABSTRACT
The games and amusements playing by
Turks who had lived in eleventh (ll.th) century
was examined through showing the work of
Kaşgarlı Mahmut called Divanü Lügati't-Türk
as a source. Since games do not chance their
essence,, their rules and their traditions easily,
they are one of the most important Instruments
which can transfer cultural features of a certain
period of time to thefuture generations.
Key IVords: Divan, Game, Culture
Kaşgarlı Mahmut, XI. Yüzyılda yazmış olduğu
Divanü Lügati't-Türk adlı eseriyle Türk kültür ve
medeniyet tarihine ışık tutmuştur. Eser, yazılmış
olduğu dönemin bir çok kültürel özelliklerini bize
aktarmaktadır. Araplara Türkçe öğretmek amacıyla
yazılmış olmasına rağmen, kelimelerin
açıklanmasında verilen bilgiler ve bunları
desteklemek için sunulan örnekler, kitabın sadece bir
sözlük gibi düşünülmesinden çok onu günümüz için
kıymetli bir folklor hazinesi haline getirmiştir. "
Devrinin bir nevi Türk folklor ve halk edebiyatı
antolojisi olarak da sayılabilen Divanü Lügati't-Türk,
üç yüze yakın dörtlük şeklinde şiir parçalarını
içerisine aldığı gibi aynı sayıda atasözlerine de yer
vermektedir."1 Türk folklorunun bir çok dalının (
atasözü, deyim, efsane, ağıt, oyun, töre, gelenek,
görenek, inanış, tarım, hayvancılık, savaş aletleri,
tarım araç ve gereçleri, içki ve yemekler) kaynağını,
kısmen de olsa bu eserden yararlanılarak belirlemek
mümkün olabiliyor.2
Kabile mensupları, yabani hayvanlardan korunmak ve
yaşamları için gerekli besin maddelerini onları
avlayarak temin etmek için kuvvetli olmak zorunda
idiler. Bu maksatla aralarında yaptıkları yıkmaca
(güreş), seyirtmek (koşu), taş atmak, yumruk döğüşü
(boks) gibi benzeri oyunlarla beden kültürlerini
geliştirerek, güçlü ve kuvvetli kalıyorlardı. Sonraları
bu oyunları yabancı kabilelerden korunmak ve onlara
üstünlük sağlamak için düzenli bir biçimde ve toplu
olarak yapmaya başladılar.3
Bu çalışmada, Divan'daki folklor mahsullerinden
sadece birisi olan oyunlar üzerinde durulmuştur.
Eserdeki mevcut oyunlardan anlaşıldığına göre oyun
sözcüğü Divan'da, yarışma, hoşça vakit geçirme, spor
gibi değişik anlamlarda kullanılmıştır. "Günümüz
Türkçe'sinde ise oyun, bunun anlamları ve bu
anlamların yöneldiği kavramların incelenmesi, başka
dillere göre çok daha ilginçtir. Türkiye'de oyun ve
oynamak sözcüğünün pek çok anlamları vardır.
Çocukların oyunu, dans, dramatik gösteri, kağıt, zar
* (Araş. Gör.) Pamukkale Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü1 Ahmet
İCaferoğlu, "Karahanlılar Devri Türk Edebiyatı"
Türk Dünyası El Kitabı, cilt:3, s.59, Ankara 1992
2 Ziyat Akkoyunlu, Ali Abbas Çınar " Divanü
Lügati't- Türk'te Halk Hekimliği" Türk Kültürü,
sayı:371, Ank.1994, s.162
3 Haydar İşler-Gülten Hergüner, " Türk Sosyal
Hayatında Sporun Yeri ve Geleneksel Türk
Sporlan.'Türk Kültürü,sayı:432, Ank.1999,
s.244'ten, Yıldıran, İ.: " Uygulama Nedenleri ve
Fonksiyonları bakımından Türk Kültürlerinin Erken
Devirlerinde Bazı Sportif Aktivitelerin Görünümü."
G.ü. Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri, C.I, S.2, s.48-
50, Ankara 1996
TH
PAÜ. Eğitim Fak.Derg. 1999, Sayı:5 62'
gibi baht oyunları; sporla ilgili eylemler hep oyun
sözcüğüyle' belirtilir"4 Bunlardan 'başka oyun
sözcüğünün mecazi anlamlan da oldukça fazladır.
Divan'daki oyunlara genel olarak baktığımızda, bugün
milli sporlarımız olarak saydığımız ve bizim
toplumumuzun yaşayış özelliklerinden doğmuş olan,
at üzerinde oynanan oyunlar, ok atma yarışları, güreş
gibi oyunların çoğunlukta olduğunu görürüz. Adı
geçen bu ve diğer oyunların bir çoğunun nasıl ve ne
zaman oynandığı konusunda yeterli bilgi olmadığı için
bu oyunlar Divan'daki mevcut bilgiler çerçevesinde
ele alınmakla yetinilmiş ve "büyüklerin oynadıkları
oyunlar" ve "çocuk oyunları" olarak iki başlık altında
incelenmiştir.
BÜYÜKLERİN OYNADIKLARI OYUNLAR 1-
Çevgen Oyunu:
Yazılı kaynaklarımızda bu oyundan şöyle
bahsedilmektedir: "Bugün hemen hemen bütün
dünyaya yayılmış olan polo oyunun ismi çevgan
oyununun Tibetçe'deki karşılığı olan "pulu"
kelimesinden gelmiştir. Karşılıklı iki takım arasında
oynanan çevgan oyununda gaye, oyuncuların at
sırtında oldukları halde ellerindeki değneklerle
sürdükler ile sürdükleri topu takımlarının hedeflerine
ulaştırmalarıdır. Galibiyet, belli zamanda kazanılan
isabet sayısı veya belli sayıyı daha evvel tamamlamak
yolu ile elde edilir."5
Bu oyundan Divan'da bir çok yerde bahsedilmesine
rağmen nasıl ve ne zaman oynandığı hakkında yeterli
açıklama bulunmamaktadır. Ancak tarih sahnesine
çıktıkları günden beri atlı sporlara çok önem veren
Türkler at üzerinde oynanan çevgen oyununa da önem
vermişler ve bu oyunu uzun bir süre devam
ettirmişlerdir. Türk toplumları arasında oldukça
yaygın olan bu oyunun bir çok türü bulunmaktadır.
Yukarıda bu oyunun at üzerinde oynandığından
bahsedilmişti ancak " Kaşkarlı, çeşitli kelimelerin
açıklanması dolayısıyla bu konuya dair verdiği kısa
bilgilerden, onun söz konusu ettiği dönemde, Türkler
arasında atla oynanan çevgenden çok bugünkü golf
oyununa benzer olarak ve atsız oynanan bir oyunun
Türk oyunu olarak bilindiği ve meşhur olduğu
Metin And, Geleneksel Türk Tiyatrosu, İst. 1985,
s.12-13 ■.
5 İslam Ansiklopedisi Çevgan Maddesi, 3.cilt,
İstanbul, s.388-389
anlaşılmaktadır."6 Divan'ın çeşitli yerlerinde çevgen
oyunundan şu şekillerde bahsedilmektedir:
"Ol anıng birle çöğen urdı ümleşü: O, onunla
şalvarını ortaya koyarak çevgen oynadı."
"Ol mening birle topık kapıştı: O, benimle
çevgen oyununda top kapıştı"8
"Tanguk: Çevgen oyununda, gerilen ipten
topu geçirebilen adama verilen ipek kumaş parçası."9
" Bandal: Ağaçtan, omuz başı şeklinde
çıkarılan parça. Bunu çocuklar alırlar, geceleyin
közünü birbirlerine vururlar atarlar. Buna "ot bandal"
denir. Çevgen oyununda oynanır."10
Divan'da çevgen oyundan başka, ucu eğri değnek,
baston anlamlarında da kullanılmaktadır:
"Ol manga çöğen eğişti: O bana çevgen
eğmekte yardım etti."''
" Ol çöğen egtürdi: O, çevgen eğdirdi."12
" Çöğen: Çevgen."13
2- Ok atma Yarışları
Ok, Türklerin en önemli savaş aletlerinden birisidir.
Çok iyi ata binen ve ok atabilen Türkler, ok atma işini
zamanla bir yarış haline de getirmişlerdir. "Eski
Türklerde seremonik ok atışları yapıldığı, bunun bir
gelenek haline geldiği, Han zamanı Çin
kaynaklarından anlaşılmaktadır. İlk baharda açık
havada yapılan ve dini anlam taşıyan bu sporla
erkekler kendilerini ispatlarlardı. Hedef köşeli olup
hayvanların derilerinden teşekkül ederdi. Böylece de
ok atıcısının hedefi vuruş başarısı kolayca
anlaşılabiliyordu."14
Ok atma işinin Türklerde ne kadar yaygın ve önemli
olduğu Kaşgarh'nm eserinde de görülmektedir:
"Atışgan: Ol mening birle ok atışgan: Onun
benimle yarışmak için ok atışmak âdetidir."15
6 Reşat Genç, "Kaşgarlı Mahmut'a Göre XI. Yüzyılda
Türklerde Oyunlar ve Eğlenceler" I. Uluslar arası
Türk Folklor Kongresi Bildirileri, I I I . cilt,
Ank.1977, s.237
7 Besim Atalay, Divanü Lügati't-Türk tercümesi.
I.cilt, Ankara 1992, s.242
8 Besim Atalay, a.g.e. 2.cilt, s.88
9 Besim Atalay, a.g.e. 3.cilt, s.365
Besim Atalay, a.g.e. 1 .cilt, s.482
Besim Atalay, a.g.e. 1 .cilt, s. 187 ,
12 Besim Atalay, a.g.e. İ .cilt, s.223
13 Besim Atalay, a.g.e. l.cilt, s.404
14 yunus Tayga, Türk Spor Tarihine Genel Bir
Bakış. Ankara 1990, s.21
15 Besim Atalay,a.g.e. l.cilt, s. 157
II
PAÜ. Eğitim Fak.Derg. 1999, Sayı:5 63
"01 mening birle ok attı kızlaşu: O ortaya
ödül olarak kız, cariye koyarak benimle ok attı"16
"01 mening birle ok attı atlaşu: O benimle,
ortaya ödül olarak at koyarak ok atıştı"17
3. At Yarışı
Divanü Lügati't -Türk'te atın Türkler için önemini
Kaşgarlı şu atasözüyle belirtmektedir: "Kuş kanatın er
atın"18 Yani kuş için kanat ne kadar önemliyse er için
de at o kadar önemlidir demektir. Kaşgarlı yine
eserinin başka bir yerinde "at, Türkün kanadıdır"19
demektedir. Eserin birçok yerinde de görüldüğü gibi
at, Türkler için hem binek hem savaş, hem de taşıma
aracı olarak vazgeçilmez ve kutsal bir hayvan
olmuştur.
"Eski Türkler milattan önceki yıllarda atalarından
kalma gelenek icabı sonbaharda (sekizinci ay) atların
semirdiği, tayların çoğaldığı bir zamanda Tai-lin
denilen yerde umumi bir toplantı tertip ederlerdi. Bu
toplantıda tanrılara kurban sunma, insan ve
hayvanların sayımı yapılırdı. Tai sözü tanrılara kurban
sunmak için, bir orman etrafında at koşturmak
demektir. Eğer orman yoksa söğüt dallan dikilerek
işaretlenir, bir miktar atlı dil,kilen bu söğüt dalları
etrafında dört nala üç defa dönerlerdi. Bu güz
bayramında yapılırdı. Tanrılara kurban sunulduktan
sonra hep beraber kurban etleri yenir, sportif oyun ve
hareketler meyanmda at yarışları da yapılırdı."20
At ayanşları Divanü Lügati't -Türk'te "yarış"
kelimesiyle ifade edilmekte ve birçok yerde
geçmektedir. Bu yarışın nasıl ve ne zaman oynandığı
konusunda ise yeterli bilgi verilmemekle birlikte
eserin muhtelif yerlerinde atlardan ve yarışlardan çok
kısa olarak bahsedilmektedir. Mesela yarışları en çok
kazanan atın "arkun"21 denilen bir at türü olduğu
belirtilmektedir. Yine eserin başka bir yerinde "talaş"
kelimesinin açıklamasında "at yarışında, top
oyununda, meydanın sonuna çekilen ip"22
denilmektedir. Buradan da yarışlarda bu ipe ilk ulaşan
atın yarışı kazandığı anlaşılmaktadır. Divan'm diğer
yerlerinde "yanş"tan şöyle söz edilmektedir:
"Ol mening birle at özişti: O benimle at
koşturmakta yarış etti"23
"Ol at yarışdı mening birle tawışganlaşu: O
.24
tavşanı ödül olarak koyarak benimle at yarıştı"^
"Ol at yarışı yaptı: O at yarışı yaptı, yarıştı"25
"01 anıng birle at yarıştı: O onunla at yarışı
yaptı
4. Güreş
İnsanoğlu hayvanlarla, kendi cinsinden olanlarla
yakından mücadele etmek zorunda kalınca kendi
vücut ağırlığı kas gücünden faydalanma şeklini, yani
güreş sanatını yaratmıştır. Güreş, iki canlı arasındaki
mücadelenin en mükemmel şeklidir.27
Bugün ata sporlarımızdan biri sayılan güreş Türklerde
oldukça köklü ve önemli bir yere sahiptir. Ancak
Divan'da bu sporun adından direk olarak bir defa
bahsedilmektedir. Kaşgarlı güreş kelimesine kısrak
kelimesini açıklarken değinmektedir:
"Kız birle küreşme, kısrak birle yarışma (Kızla
güreşme, çünkü kızlar kuvvetli olur, seni alteder;
kısrakla yarışma, kısrak attan daha çevik, daha
sıçrayışlı olduğundan seni yener). Bu hakanlılardan
bir kızın, gerdek gecesi Sultan Mesud'u ayağıyla
dokunarak yıktığı için hakanhlarm Sultan Mesut
hakkında söyledikleri bir savdır."28 Diğer oyunların
çoğunda olduğu gibi, güreşin de nasıl yapıldığı ve
kurallarının neler olduğu hakkında Divan'da fazla
bilgi yoktur. Yine Divan'da güreş, "çalış" kelimesiyle
de anlatılmaktadır. Bu kelime de "çelme, güreş"
karşılığındadır.29 Bunlardan başka şu cümlelerde de
güreşten bahsedilmektedir:
"01 anıng adhakm bağdatt: O, onun ayağını
güreşte sarmaya aldırdı"30
30
"Ol anıng adhakm bağdadi: Güreşte onun
ayağını sarmaladı, sarmaya vurdu"31
16 Besim Atalay, a.g.e., 2.cilt, s.221
17 Besim Atalay, a.g.e., 2.cilt, s.226
18 Besim Atalay, a.g.e., 1 .cilt, s.34
19 Besim Atalay, a.g.e., 1 .cilt, s.48
20 Yunus Tayga, Türk Spor Tarihine Genel Bir Bakış,
Ankara, 1990, s. 16
21 Besim Atalay, a.g.e., 1 .cilt, s. 107
22 Besim Atalay, a.g.e., 1 .cilt, s.366
23 Besim Atalay, a.g.e., 1 .cilt, s. 184
24 Besim Atalay, a.g.e., 2.cilt, s.226
25 Besim Atalay, a.g.e., 3.cilt, s. 10
26 Besim Atalay, a.g.e., 3.cilt, s.72
27 Yunus Tayga, Türk Spor Tarihine Genel Bir Bakış,
Ankara, 1990, s. 1
■yo
Besim Atalay, a.g.e., l.cilt, s.474
29 Besim Atalay, a.g.e., l.cilt, s.368
30 Besim Atalay, a.g.e., 2.cilt, s.327
31 Besim Atalay, a.g.e., 3.cilt, s.277
,26
PAÜ. Eğitim Fak.Derg. 1999, Sayı:5 64
"O! anıng adhakın bağdadi: O, onun ayağını
güreşte yakaladı, çelme vurdu"32
5- Yalngu (Salıncak Oyunu)
Bu oyundan Divan'da sadece bir yerde ve şu
şekilde bahsedilmektedir:
"Yalngu: Cariyelerin oynadığı bir oyundur.
İpin ucu bir ağaca veya bir direğe bağlanır. Ortasına
cariye oturur ve ayağıyla yeri teper. Böylelikle kah
yükselir, kah alçalır"33
ÇOCUKLARIN OYNADIKLARI OYUNLAR
1- Müngüz Müngüz (Boynuz Boynuz)
Bu bir çeşit çocuk oyunudur. Çocuklar ırmağın
kenarına diz çökerek otururlar, sonra elleriyle kuma
vururlar. Onlardan birisi (ebe) müngüz müngüz der ve
çocuklar ne müngüz diye sorarlar. Birisi (ebe),
boynuzlu hayvanları birer birer söylemeye başlar.
Çocuklar da bunu tekrar ederler. Ebe bu arada deve
ve eşek gibi boynuzsuz bir hayvanın da adını söyler.
Çocuklardan birisi bu hayvanı veya başka boynuzsuz
bir hayvanın adını söylerse çaya atılır.34
2- Köçürme35
"Ondört adı dahi verilen bir oyun. Yerde kale gibi
dört çizgi çizilir, sonra ona on kapı yapılır. Fındık ve
fındığa benzer şeylerle bu kapılar üzerinde oyun
oynanır."36
3- Çelik Çomak
Divan'da bu oyundan direk olarak bahsedilmiyor.
Başka bir oyunun içinde ismi geçtiğinden buraya
almayı uygun gördük. Oyun şöyle geçmektedir:
"Tuldı: Er topıknı adhn bile tuldı: Adam topu çatal
deynekle vurdu. Bu, bir Türk oyunudur. Şöyle
oynanır: Oynayanlardan birisi oyunun kendi
tarafından başlamasını istediği zaman yukarıda
anlatıldığı şekilde çatal değnekle topa vurur. Bu işte
kuvvetli vuran oyuna başlamış olur.; Çelik çomak
oyununun vurmasında dahi böyle denir."
4- Ceviz Oyunu
Divanda ceviz oyunundan iki yerde bahsedilmesine
rağmen nasıl oynandığı konusunda bilgi
verilmemektedir. Sadece çocukların oynadığı bir oyun
olduğu belirtilmektedir. Bu oyun da Divanda şöyle
geçmektedir:
"Atıç: Çocukların ceviz oynadığı çukur"38
"Eteçlik: Ceviz oynamak için çukur açılmış
olan yer"39
5- Karagun
"Akşamleyin çocukların oynadıkları bir oyundur."40
Divanda bu oyun sadece bir yerde geçmektedir.
6- Çengli Mengli
"Bir çocuk oyununun adıdır."41 Divanü Lügati't -
Türk'te bu oyun sadece bir yerde ve bu kadar
geçmektedir.
Netice olarak şunu söyleyebiliriz ki, " kurallarını ve
kıyafetlerini dahi inanç ve törelerden alan geleneksel
sporlar, - Türk milletinin gelenek, görenek ve
hasletlerini ortaya koyan canlı ve uygulamalı
örneklerden olup, kuşaktan kuşağa aktarılarak
yaşatılan sportif, folklorik değerleridir."4211.yüzyılda
Türklerin oynamış olduğu oyunları bilmek, bu oyunlar
dahilinde o dönem Türklerinin yaşayışlarını ve
kültürlerini belirleyebilmek yönünden faydalı olacak;
o dönemki oyunlarla şimdiki oyunları karşılaştırarak
Türklerin kültürlerini ne kadar koruyabildiklerini
öğrenmemiz açısından faydalı olacaktır. Gerçekten de
Divanda geçen birçok oyunun günümüzde de aşağı
yukarı aynen şekilde devam ettiğini görmek Türklerin
geleneklerini hala koruyabilmiş olduklarını göstermesi
bakımından sevindiricidir.
Besim Atalay, a.g.e., 3.cilt, s.288
33 Besim Atalay, a.g.e., 3.cilt, s.380
34 Besim Atalay, a.g.e., 3.cilt, s.364
35 Besim Atalay Tercümesi'nde bu oyunu çocukların
mı yoksa büyüklerin mi oynadıkları hakkında bilgi
yoktur. Biz çocuk oyunu olabileceğini düşünerek bu
kısmı aldık.
36 Besim Atalay, a.g.e., I .cilt, s.491
37 Besim Atalay, a.g.e., 2xilt, s.22-23
38 Besim Atalay, a.g.e., 1 .cilt, s.52
39 Besim Atalay, a.g.e., 1 .cilt, s.l 51
40 Besim Atalay, a.g.e., 3.cilt, s.243
41 Besim Atalay, a.g.e., 3.cilt, s.397
42 Haydar İşler-Gülten Hergüner, " Türk Sosyal
Hayatında Sporun Yeri ve Geleneksel Türk
Sporları.'Türk Kültürü,sayı:432, Ank.1999, s.249
PAÜ. Eğitim Fak.Derg. 1999, Sayı:5
6
5
KAYNAKÇA
1- AKKOYUNLU, Ziyat- ÇINAR,Ali
Abbas, " Divanü Lügati't-Türk'te Halk
Hekimliği." Türk Kültürü, S.371, Ank.
1994
2- AKKOYUNLU, Ziyat, " Divanü
Lügati't-Türk Halk Bilimi Bakımından
Değerlendirilirken Kaşgarlı Mahmut'un
Arapça'sında Dikkat Edilecek Hususlar"
IV. MTHKKB, Il.cilt, Ank. 1992
3- AND, Metin. Geleneksel Türk
Tiyatrosu, İst. 1985
4- ATALAY, Besim. Divanü Lügati't-
Türk Tercümesi. TDK Yay. Ank. 1992
5- CAFEROĞLU, "Ahmet. Karahanlılar
Devri Türk Edebiyatı." Türk Dünyası
El Kitabı, Il.cilt, Ank. 1992
6- GENÇ, Reşat. "Kaşgarlı Mahmut'a
Göre XI. Yüzyılda Türklerde Oyunlar
ve Eğlenceler." I. Uluslararası Türk
Folklor Kongresi Bildirileri, III. Cilt,
Ank. 1977, s. 231-242
7- İslam Ansiklopedisi
8- İŞLER, Haydar-HERGÜNER, Gülten .
" Türk Sosyal Hayatında Sporun Yeri ve
Geleneksel Türk Sporları.'Türk
Kültürü, S.432, Ank. 1999, s.249
9- TAYGA, Yunus. Türk Spor Tarihine

Hiç yorum yok: